Göktürk Dergisinin içinizi ısıtacak yeni sayısından herkese kucak dolusu sevgilerimle, Merhabalar. Dergimizin birbirinden renkli sayfalarıyla yeni sayımda da fark yaratarak sizlerle birlikteyiz sevgili dostlarım. Önsöz yazımı yazmak için bilgisayar başına oturduğumda aklima ilk gelen duyguyu sizlere aktarmak istiyorum: Geçmişten günümüze kadar birçok kişi mutlu yaşamın sırlarını paylaşıyor. Tabi bu herkes için değişkenlik gösterse de benim asal aklıma takılan şey mutluluğun ne olduğudur? Sahi mutluluk nedir? Mesela sen, nelerden mutlu oluyorsun? Basit bir cevabı var gibi görünse de söz konusu biz insanoğulları olunca cevabı aslında öyle de basit değil. Çünkü bizler nedendir bilmem ama hep her şeyin en fazlasını isteyen insanlarız. Azla yetinmeyi bilmeyen, elimizde var olanlarla hoşnut olmayan insanlarız. İnsan neyi çok isterse o kadar sinanıyor. Olmadıkça da mutsuzluğu katmerleşiyor.
Sanırım böyle zamanlarda olayın üstüne gitmek yerine bir kenara çekilip biraz soluklanabilmek lazım. İnsan bazen olayların sıcağından gözünün önündeki gerçekleri göremiyor. Eksikleri, kusurlan, hataları daha doğrusu İşin özünü görebilmek için soluklanmak şart gibi..
Biz kendimizi hep el alemden dinlemeye alıştık, alıştırıldık Daima bir başkasının bizim için söylemleri önemli oldu. Sirf onaylanmak için bir başkasının ağzının içine baktık. Geçmişten günümüze kadar doğru bildiğimiz yanlışlarla büyüdük ve o yanlışlan da bir kez olsun sorgulamadan özenle büyüttük. Kısacası olanı olduğu gibi kabul edip baş tacı ettik ve işimize gelmediği zaman ise en çok bu durumdan yakınıp yaka silken yine biz olduk. Sizce de çok tezat değil mi?
Ey insanoğlu sanadir bu seslenişim, lütfen duy beni. Benimle birlikte kendini de duy lütfen. Kendi iç sesine bir kez olsun kulak ver, yüreğinde bir an bile olsun gün yüzüne çıkarmadığın, belki hayatın boyunca hiç tanışmadığın duygulanna elini uzat. Başkalarının mutluluk yaşam sırlanını önemsemeyi bırak ve kendi dünyana don. Kendine don ki ne istediğini bil. Kendini tanı, kendinle tanış. Sevmeye önce kendinden başla mesela Seni köşeye sıkıştıran tüm olumsuz duygu ve düşüncelerini masaya yatır ve onlarla yüzleş. Pişmanlıklarından utanma, canını yakan acılan bastırmaya çalışmaktan vazgeç. Birileri seni yargılayacak, eleştirecek endişesiyle hayatını o birilerinin kucağına teslim etme. Sindirdikleri yaşamlan, mutlu yaşam sirlan diye madde madde sıralayan insanlara itimat etmeyi bırak
Mutluluk denilen şey bence küçük bir ateş. O ateşi yakmak ve söndürmek sadece senin elinde. Kendine olan saygın ve sevginle o ateşi yakarsan mutluluğun alevi seni ve etrafındaki herkesi isitacaktır düşünüyorum. Ama yok aksini düşünüyorsan eğer başkalarının mutluluğunun ateşiyle uzaktan ısınarak yaşamını sürdürmeye devam et
Uzun zaman sonra tepeden tiraga mutlu olduğumu hissettiğim bir anı ölümsüzleştirmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında kızım Defne de vardi tabii Halk Oyunları gösterisinde boy gösteren prenses kızım, giymiş olduğu kostüm ve oyundaki figürleriyle gözümde bir çınar ağacı gibi büyüdü, devieşti Evlatlarım benim servetim elbette lakin evin en küçüğü olmasından olsa gerek Defne'nin büyüğüne daha başka şahitlik ediyorum. İşte benim için en büyük mutluluk bu dostlar. Bir babanın evlatlarının gözlerinde huzuru ve güveni görmesi. Mutluluğu zaman zaman hepimiz başka yerlerde arıyoruz ama bana göre mutluluk kişinin öz değerlerinde, kendi kalbinde
Tüm dünya çocuklarının bayramını en içten dileklerimle kutluyor daha güzel yarınlarda evlatlarımızın mutluluğunu, başansını görmek istiyorum.
Mutlu olmak mi mutlu olanlan seyre dalmak mı?
Bundan sonra tercih senin ve unutma mutlu olmak sadece senin elinde.
MUTLULUK SENİN ELİNDE
Ümit Öner
Yorumlar