NORMAL şartlarda, 2028 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP şimdiden kolları sıvadı. Olası bir ön seçim öncesi adayını netleştirmek amacıyla CHP üyelerince yapılacak aday seçimi, mart ayında gerçekleştirilecek. Ekrem İmamoğlu seçim için resmi başvurusunu yaparken, Mansur Yavaş seçime katılmayacağını açıkladı.

CHP’nin en büyük kozlarından biri olan Mansur Yavaş, neden ön seçime katılmadığını, parti içinde ikilik yaratacağını ve bu seçimin şu an için çok erken olduğunu belirtti. Ülkenin daha acil ve önemli sorunlarının olduğunu ifade etti.

Bana açıkçası hiç gerçekçi gelmedi. Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu'nun aksine daha hesaplı ve temkinli hareket eden bir isim. Parti içinde yapılacak bir oylamada Ekrem İmamoğlu önünde çıkamayacağının farkında. Milliyetçi bir kökenden gelmesi nedeniyle CHP’li üyelerce bir türlü içselleştirilemiyor. Ekrem İmamoğlu ise daha çok "CHP'nin çocuğu" olarak algılanıyor. Ayrıca, Ekrem İmamoğlu daha teşkilatlanmacı bir yapıya sahip ve CHP yönetimi içinde çok daha güçlü bir durumda. Daha genç, dinamik ve hazırcevaplı olmasıyla, Ak Parti karşısında daha yıldız bir isim olarak öne çıkıyor. Oysa Mansur Yavaş daha sakin, olayları ölçüp biçen ve ona göre pozisyon alan bir siyasetçi.

Elbette bir de Dem Parti gerçeği var. Olası bir aday seçimi durumunda Ekrem İmamoğlu tarafında yer alacakları çok daha gerçekçi bir senaryo. Mansur Yavaş tarafında ise özellikle milliyetçi ve muhafazakâr seçmen ağır basıyor. Ak Parti ve MHP’den oy kayma ihtimali oldukça yüksek, İYİ Parti ve Zafer Partisi de kendisini destekleyecektir.

Yapılan tüm anketlerde bugün seçim olsa, Mansur Yavaş’ın açık ara önde olduğu net bir şekilde gözüküyor. Elbette, Ekrem İmamoğlu aday gösterilirse o da Recep Tayyip Erdoğan karşısında açık ara favori.

Ama hadi biraz gerçekçi hayal kuralım: CHP’nin adayının, eğer siyasi bir yasaklama gelmezse, Ekrem İmamoğlu olacağı kesin. Böyle bir durumda Mansur Yavaş bağımsız aday olur mu? Çok net söyleyeyim, olmaz. Muhalif milliyetçi arkadaşlar hayal kırıklığına uğramasınlar, Mansur Yavaş karşısına CHP bloğunu alıp seçime girmez. Yapısı gereği hesap kitap yapmadan hareket etmeyen biri, 3 adaylı bir ortamda Ekrem İmamoğlu ya da Ak Parti adayını geçemeyeceğini bilir. Böyle bir ilk tur seçiminde Mansur Yavaş’ın alabileceği en yüksek oy %20’dir ki bu da belirttiğim gibi en üst tavan olur. CHP ve Dem Parti oylarını alacak olan Ekrem İmamoğlu, çok rahat %30 ve üzerini görecektir. Elbette aynı şekilde Ak Parti ve MHP ittifakının adayı da %30 bandını hızla aşacaktır.

Bildiğim kadarıyla Mansur Yavaş sonu belli ve kazanamayacağı bir seçime girmez.

Öyleyse, 2 adaylı bir seçime girildiğini düşünelim. İlk tur aşamasında Ekrem İmamoğlu ve Cumhur İttifakı adayı var. Tam bu sırada, listeler açıklanmışken, Ekrem İmamoğlu’na mahkeme ceza verir ve siyasi yasaklı duruma getirilirse ne olur? Ben söyleyeyim: Seçimi kazansa bile mazbatasını alamaz ve seçim yenilenir, ülke bir kaos durumuna girer. Peki sevgili CHP, bir de şöyle düşünelim, sizin sandığınız gibi seçim öncesi gökten taş yağsa Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmez. Böyle bir durum oluşursa halkın tepkisi sandıkta muazzam olur ve çok büyük farkla Mansur Yavaş yeni Cumhurbaşkanı seçilir.

Muhalefet kazanmak istiyorsa, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş aynı anda seçime girmelidir. Elbette Mansur Yavaş bağımsız olarak girecektir, ancak bunu CHP’nin isteği ve desteği ile yapmalıdır. Böylelikle hem Mansur Yavaş küstürülmemiş olur, hem de Mansur Yavaş’a karşı oluşacak olan CHP karşıtlığının önüne geçilmiş olur. Bu senaryo, olası bir siyasi yasaklamaya karşı sigorta olacaktır.

Başka bir yol aramak, ikinci bir Kemal Kılıçdaroğlu vakası ile sonuçlanır, benden söylemesi.

CUMHUR İTTİFAKI ADAYI KİM?

Muhalefetin adayı ya da adayları çok net olmakla beraber asıl soru şu: Cumhur İttifakı’nın adayı kim olacak? Mevcut anayasamıza göre Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sonraki seçime girme şansı yok. Şu an için nedense bu Ak Parti içinde hiç üzerinde durulmayan bir konu gibi duruyor; parti tamamen anayasa değişikliğine gidilerek yeniden Erdoğan’ı seçime sokmaya kanalize olmuş durumda.

Peki bu nasıl olabilir? İlk seçenek, anayasanın değişikliği için bugünkü milletvekili sayıları üzerinden en az 400 milletvekili onayı gerekmekte. Şu anki dağılımla Ak Parti + MHP’nin 316 sandalyesi bulunuyor. Böyle bir durumun oluşması için Dem Parti’nin tam desteği şart. Öyle bir durumda bile sandalye sayısı 373 oluyor. Geriye kalan 27 milletvekili için bağımsız milletvekilleri ve CHP kontenjanından meclise giren Yeni Yol Partisi (Deva, Gelecek ve Saadet) milletvekilleri kritik bir hal alacak. Onların da ikna edilmesi gerçekleşirse 400 sayısına ulaşılabilir. Son zamanlarda yeniden başlayan 2. açılım sürecinin nedenini daha iyi anlayabilmişsinizdir umarım.

İkinci seçenek ise 360 sayısına ulaşmak. 360 milletvekili onayı ile anayasa değişikliği halka, yani referanduma götürülebilir. Bunun için 44 milletvekiline daha ihtiyaç var. Bu noktada yine Dem Parti kritik bir rol oynuyor, çünkü Dem olmadan 360 sayısına ulaşmak oldukça zor.

Peki bunlar olmazsa ne olur? Cumhur İttifakı’nın adayı kim olur? Hükümetin ortağı MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli olabilir mi? Bence Erdoğan buna sıcak bakmaz. Partinin içinden seçmen üzerinde olumlu profili olan, aynı zamanda başa gelince de çok isyankâr olmayacak biri gerekli. Aklıma en başta Selçuk Bayraktar ismi geliyor. Her kesimden sempatiyle bakılan bir isim. Bence önümüzdeki seçimde CHP’nin adayını Erdoğan’dan daha fazla zorlayacaktır. İkinci bir isim ise, devlet kademelerindeki üst düzey deneyimiyle Hakan Fidan olacaktır. AK Parti ve muhafazakâr seçmeni direk konsolide edecektir.

Satranç tahtasına taşlar diziliyor, bakalım ilk hamleyi kim yapacak, izleyip göreceğiz.