Yaşım yetişkin, aklım çocuk!

İçindeki çocuğu korumak önemlidir, büyümeyi reddetmekse bir çeşit hastalık…

02 Eylül 2020 Çarşamba 15:35
942 Okunma
Yaşım yetişkin, aklım çocuk!

Yetişkin olmakla barışık değil misiniz?

Asla büyümeme arzusu olarak tanımlanabilecek Peter Pan sendromu, ilk olarak 1983 yılında psikanalist Dan Kiley tarafından ortaya konulmuştur. Bu sendrom daha çok yetişkin bir birey olmanın getirdiği sorumlulukların ve görevlerin ortaya çıkmasıyla başlar. Özellikle de 25-40 yaş arası erkeklerde gözükür. Eğer kişi kaçınılmaz olan yaşlanmayı kabullenmez ve yetişkinliğin getirdiği sorumluluklardan kaçarsa mutlu ve verimli bir yaşam süremez. İnsan ilişkilerinde çok zorlanır ve hatta bir aile kurmayı bile istemez. Kariyerinde ilerlemek içinyeterince çalışamazlar, ulaşmak için hiçbir şey yapmadıkları büyük bir hayalleri olabilir. Peter Pan sendromundan muzdarip kişiler devamlı olarak sorumluluklarından kaçmayaçalışan, hep çocuk kalmak isteyen dolayısıyla büyümeyi reddeden yetişkinlerden oluşuyor. Bu kişiler, tıpkı masalını bildiğimiz Peter Pan gibi yaşamlarını macera peşinde koşarak ve hiç büyümek istemeyerek geçirmeyi tercih ediyor. Evlilik veya çocuk sahibi olma gibi durumlar onlara kaçılması gereken sorumluluklar olarak gözüküyor ve bu bireyler kendilerince daharahat ve endişesiz hayatlar sürdürmek için, bu sorumluluklardan kaçmanın yolunu genellikle ailelerinin evinde yaşamakta buluyor.

Aşırı korumacı ebeveynler bu sendromun temel sebebi

Sorumluluktan kaçma ve yetişkinliğin getirdikleriyle yüzleşememe daha çok ebeveynlerin çocuklarına karşı aşırı korumacı tutumu sebebiyle ortaya çıkıyor. Bu bireylerin çocukluk dönemindeki bütün sorunları ebeveynleri tarafından çözüldüğü ve sorumlulukları da yine ebeveynleri tarafından karşılandığından, bu kişiler yetişkinliklerinde sorumluluk alma ve problem çözme konusunda eksik kalıyorlar. Bu nedenle, ebeveynleri ile bu denli bağımlı bir ilişki kuran bireyler dış dünyayı tehlikeli olarak algılıyor. Büyümeyi reddediyor.

Peter Pan sendromunun belirtileri nelerdir?

-Finansal açıdan sorumluluk eksikliği,
-İstikrarlı bir kariyer inşa etmekte zorlanma,
-Sürekli başka iş ve hobilerin peşinden koşmak,
-Hiçbir çaba göstermeden gerçekçi olmayan bir hedefe tutunmak,
-İnsan ilişkilerine az ilgi gösterme,
-Gelecekten korkarken, geçmişi özlemle anmak,
-Başarısızlıklar için başkasını suçlama.

Peter Pan sendromu olan kişiler, sağlıklı ilişkiler kuramıyor

Bu sendrom “bumerang nesli” olarak da bilinen, normal insanların geçtiği belli başlı süreçleri yani okulu bitirme, evden ayrılma, para kazanma, evlenme ve çocuk sahibi olma gibi evreleri tamamlayamayan bireylerde görülüyor. Ev işleri, ekonomik konular, alışveriş gibi sorumluluklar Peter Pan sendromlu bireylere yük olarak geldiğinden, bu bireyler ailelerinin evine dönerek yaşamlarını kaygısız bir şekilde sürdürmeye çalışıyor. Sosyal ilişkilerinde Peter Pan sendromlu bireyler derin ilişki kuramama gibi problemlerle karşılaşırlar. Başka insanların ihtiyaç ve isteklerine karşı duyarsız davranırlar. Buna karşın, bu bireylerin sosyal çevreleri oldukça kalabalıktır ve arkadaşları ile planlanan hiçbir aktiviteyi kaçırmak istemezler.

Aşkı bir sorumluluk olarak görüyorlar

Duygusal açıdan olgunluk yakalayamayan bu kişiler, aşkı da bir sorumluluk olarak görüp çoğunlukla ilişkilerini çıkmaza doğru yönlendiriyor. Bu sendroma sahip erkeklerin çoğuromantik ilişkilerinde genellikle kendilerinde olmayan özellikleri barındıran, güçlü ve sorumluluk sahibi kadınlarla birlikte olmayı tercih ediyor. O güne kadar hayatlarındakisorumlulukları ebeveynleri tarafından yerine getirilmiş olan bu çocuk-yetişkinler, ilişki içerisinde bir süre sonra partnerlerine anne rolü yükleyip sorumluluklarını karşı tarafa yıkmaya çalışıyor. Ve belli bir süre sonra bu rutin, ilişkide yalanların ve ihanetlerin kapısını aralamaya başlıyor.

Peki, ne yapılmalı?

Eğer yakınlarınızda birinin Peter Pan Sendromuna sahip olduğunu düşünüyorsanız, dikkatli davranın. Bu noktada Peter Pan sendromuna sahip erkeklerin kendi bireyselliklerini kazanabilmesi için öncelikle ailelerinin ve partnerlerinin tutumu son derece önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarının artık bir yetişkin olduğunun farkında olup çocuğununsorumluluklarını üstlenmekten vazgeçmesi çok önemlidir. Bu erkekler evliyse veya bir romantik ilişki içerisindelerse, partnerlerinin de benzer tutumu sergileyip anne kimliğine bürünmeyi bırakıp karşı tarafın sorumluluklarını yerine getirebilecek bir birey olduğunu hissettirecek davranışlarda bulunmaları gerekir.

Nörolog Dr. Mehmet Yavuz

Son Güncelleme: 02.09.2020 15:58
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner23

banner24