Sultanahmet, İstanbul tarihinin başlangıç noktası, körler ülkesinin karşıdır. Sultanahmet camii, Ayasofya ve Topkapı Sarayı üçlüsünün muhteşem silüeti ile beraber dünyanın ve İstanbul'un en önemli meydanı, dünyanın sıfır noktasıdır. İstanbul'un en büyük isyanlarının, kutlamalarının ve en büyük mitinglerinin yapıldığı yerdir.

Sultanahmet Camii
Sultanahmet Camii 1880'ler

Sultanahmet Camii
Sultanahmet Camii 1964

Roma İmparatoru Konstantin Byzantium'u Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapmak için kolları sıvar. Şuan Sultanahmet Camii'nin olduğu alana büyük bir imparatorluk sarayı ve hemen önüne 117 metrelik eni ve 480 metrelik boyu ile yaklaşık 33.000 kişilik dev bir hipodrom inşa eder. Hipodromun ortasına III. Thutmosis'e ait olan ve 390 yılında Büyük Theodosius'un Mısır’dan getirttiği dikilitaş, Apollon Tapınağı’ndan getirilen burma sütun ve Porfirogenetos tarafından yaptırılan Örme Sütun yerleştirilir. Ayasofya'yı başlatır ama bitiremez. Ayasofya'nın önündeki alana annesi Augusteum adına bir meydan, bu meydandan başlayan Mese isminde ( şimdiki Divan Yolu ) bir bulvar inşa ettirir. Bulvarın hemen başlangıç noktasına Kudüs’te bulunan ve Hz. İsa tarafından dokunulduğu için kutsal sayılan “MILION" isimli taş getirtilir. O tarihten sonra taşın olduğu yer dünyanın “SIFIR" noktası sayılmış ve bütün mesafeler buradan ölçülmüştür. ( 1884 yılına kadar sıfır meridyeninin Milion Taşı'nın bulunduğu İstanbul’dan geçtiği kabul edilmiştir. 1884'de Washington’da düzenlenen Uluslararası Meridyen Kongresi'nde başlangıç meridyeninin konumu İstanbul'dan Greenwich'e taşınmıştır). Yerleşim düzeni açısından son gelişmelerle beraber şehrin ana caddesi Mese Caddesi Konstantinios Forumu'nu ( Çemberlitaş ) takiben Forum Tauri ( Beyazıt Meydanı) ile Philedelphion Forumu'na ( Aksaray ) dek uzanır. İstanbul'un imar faaliyetleri devam ederken 11 Mayıs 330 yılında günlerce süren şenliklerle resmen açılmıştır. Şehrin adı artık “Konstantinos'un şehri" anlamına gelen “KONSTANTİNAPOLİS” tir.


Ayasofya 1855

Hipodromda Yeşiller’le Mavi’lerin kıyasıya mücadele ettiği turnuvalar düzenlenir. Bu turnuvaların birinin sonunda 532 ocak ayında İmparator Justiniaus’a karşı büyük bir isyan çıkar. NİKA ( Zafer ) diye bağıran birkaç bin ( kaynakların bazılarında 30.000 ) isyancı kılıçtan geçirilir. Ayasofya'nın yerinde bulunan kilise yanar ve ağır hasar görür. İmparator Justiniaus hemen sonrasında iki mimar Anthemios ve Isidor'u görevlendirir, yanlarına 10.000 işçi verir. Yanan kilisenin yerine aynı ismi taşıyan “İlahi Hikmet" ( Hagia Sofia ) inşa edilir. Kubbesinin çapıyla, yüksekliğiyle, süslemeleriyle 6. Yüzyılın mimari ve teknoloji harikasıdır. 27 Aralık 537’de görkemli bir törenle açılır. 5 yıl sonra sarayın şu ihtiyacını karşılaması için Yerebatan Sarnıcı'nı yaptırır.

1453'de Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde ilk Cuma namazını Ayasofya'da kılmış ve hıristiyan aleminin en büyük mabedi camiye dönüştürülmüştür. Mimar Sinan’ın yaptığı güçlendirmelerle günümüze kadar gelmiştir. (Halen dünyada imam ve müezzin kadrosu olan tek müzedir.)


Alman Çeşmesi ve Ayasofya 1914

Şehrin bu bölgesinin manevi karakterini Osmanlı'lar pek fazla değiştirmediler. Onlarda saraylarını buraya inşa ettiler. Ayasofya'nın yanı sıra en görkemli camilerinden biri Sultanahmet, en görkemli hamamlardan biri Hürrem Sultan burada kuruldu. Hipodrom Türk sporu Cirit'in oynandığı At Meydanı’na dönüştü. Sultanahmet'e Osmanlı döneminde At Meydanı denmesi hiçte tesadüf değildir. Latincede Hipo “At" Drom “Meydan” anlamına gelir. Osmanlı döneminde kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet törenleri, padişah kızlarının düğünleri, şenlikler bu meydanda yapılır. Yeniçeri isyanlarıda bu bölgede gerçekleşirmiş. Yeniçeriler Sultan IV. Murat'ın gözde adamları Hasan Halife, Defterdar Mustafa Paşa ve Musa Çelebi’yi 1632 Mart'ında asmışlardır. 17.yy da çıkan ve Vaka-i Vakvakiye diye bilinen diğer bir ayaklanmada isyancılar tarafından ölüme mahkum edilen kişiler bu meydanda bulunan büyük bir çınar ağacının dallarına asılmışlardır. Yıllarca bu ağaca “Vakvak ağacı” denmiştir. Vakvak ağacı Şark Mitolojisinde meyvesi insan olan bir cehennem ağacıdır.

Türklerin At Meydanı dediği meydanın Sultanahmet’e çevrilmesi genç padişah Sultan Ahmet'in camiyi yaptırmasıyla olmuştur. Caminin mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa'dır. 1609'da yapımına başlanan cami 1617'de bitirilmiştir. 20.000’in üzerinde mavi İznik Çinisiyle süslendiği için dünyada “Blue Mosque" olarak tanınır. Altı minaresi ile o zamanın tek altı minareli Selâtin camisidir. (Yalnızca sultanlar ve aileleri iki veya daha çok minareli camiler yatırabilirdi ve bunlara “Sultan" ın çoğulu olarak “Selatin" denirdi.)

Divayolu
Divanyolu

Sultanahmet sadece şenlikler, düğünler ve isyanlara sahne olmamıştır. Aynı zamanda mütareke yıllarında işgal altındaki İstanbul'da ilk onurlu direnişte burada olmuştur. Halide Edip Adıvar'ın mitingine yaklaşık 100.000 kişi katılmıştır.

Barındırdığı Roma, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi anıt ve yapılarıyla İstanbul'un renkli tarihini dar bir alanda özetler. Bu sebeple İstanbul'un en turistik semtidir. 1881'de Osman Hamdi Bey tarafından kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii, Mimar Sinan tarafından yapılan Hürrem Sultan Hamamı, Soğukceşme Sokağı, Alman Çeşmesi, Topkapı Sarayı’nın bir bahçesiyken 1912 yılında İstanbul Şehremini Cemil Paşa ( Topuzlu ) tarafından VI. Mehmet Reşat'ın izniyle İstanbul'un ilk parkı olan Gülhane Parkı ile sadece gezdiğiniz kaldırımlarda değil altında bile katman katman tarih yatan bir semttir.

Sağlıcakla kalın

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner23

banner24