Kent hayatının hızla büyüyen karmaşasında sessizce varlıklarını sürdüren sokak hayvanları, yaşam mücadelesinin en görünmez kahramanlarıdır. Sokak hayvanlarının sorunlarını anlamak ve çözüm yolları üretmek, toplumun her kesimini ilgilendiren bir sorumluluktur.
Sokak hayvanlarının karşı karşıya kaldığı başlıca sorunların başında barınma ve beslenme gelmektedir. Özellikle soğuk kış aylarında, barınacak bir yer bulamayan hayvanlar, donarak hayatlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Yaz aylarında ise temiz su kaynaklarına ulaşamamak büyük bir sorun haline geliyor. Bunun yanı sıra trafik kazaları, bilinçsizce kullanılan zehirli maddeler ve kötü muamele gibi tehditler, onların yaşamını daha da zorlaştırıyor.
Ülkemizde 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, sokak hayvanlarının korunması ve refahı konusunda temel yasal çerçeveyi sunmaktadır. Bu kanun, hayvanlara kötü muamelede bulunmayı, eziyet etmeyi, öldürmeyi ve terk etmeyi yasaklamaktadır. Kanun kapsamında belirlenen ceza maddelerine göre:
-
Hayvanlara kötü muamele edenlere veya eziyet edenlere idari para cezası uygulanır.
-
Sahipli bir hayvanı öldürmek veya onlara zarar vermek, Türk Ceza Kanunu çerçevesinde "mala zarar verme" suçu kapsamında değerlendirilir ve hapis cezası ile cezalandırılabilir.
-
Sahipli veya sahipsiz hayvanların bakımını ihmal eden, yeterli şartları sağlamayan birey veya kurumlara idari yaptırımlar uygulanır.
Son yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle hayvanlara uygulanan şiddet suç kapsamına alınmış ve cezalar daha caydırıcı hale getirilmiş olsa dahi yeterli değildir. Ancak bu yasaların uygulanabilirliği ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi hala önemli bir mesele olarak karşımızda durmaktadır.
Belediyelerin bu konuda çok önemli bir rolü bulunmaktadır. 5199 sayılı kanun çerçevesinde sokak hayvanlarının korunması, tedavi edilmesi ve rehabilite edilmesi için yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Barınaklar, kısırlaştırma merkezleri ve hayvan hastaneleri gibi altyapılar, bu sorumlulukların yerine getirilmesi için gereklidir. Ancak bu hizmetlerin hayata geçirilmesinde karşılaşılan zorluklar, sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmeyi geciktirmektedir.
Koruma ve rehabilitasyon çalışmalarının en etkili yöntemlerinden biri, kısırlaştırma ve aşılamadır. Kısırlaştırma, kontrolsüz üremeyi engellerken; aşılama, bulaşıcı hastalıkların önünü geçerek hem hayvanların hem de insanların sağlığını korur. Bunun yanı sıra sahiplendirme projeleri de sokak hayvanlarının sıcak bir yuvaya kavuşmasını sağlar. Bu noktada toplumun bilinçlendirilmesi, sahiplendirme oranlarının artmasında kilit bir öneme sahiptir.
Ancak sokak hayvanlarıyla ilgili mücadele yalnızca devlet ve belediyelerle sınırlı kalmamalıdır. Toplumun tüm bireyleri olarak bizlere de düşen görevler vardır. Evimizin önünü bir kap su ya da mama bırakmak, barınakları ziyaret ederek gönüllü destek sağlamak veya çevremizde kötü muameleye uğrayan bir hayvan gördüğümüzde yetkililere bildirmek gibi küçük ama etkili adımlarla onların yaşam koşullarını iyileştirebiliriz.
Yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çabaların artması ve toplumun daha bilinçli hale gelmesiyle birlikte, sokak hayvanlarının yaşam kalitesinin yükseltilmesi mümkün olacaktır.
Unutmayalım ki, sokak hayvanları bu dünyayı bizimle paylaşan canlılardır. Onlara gösterdiğimiz sevgi ve merhamet, hem onların hem de bizim dünyamızı daha yaşanabilir kılacaktır.
Sevgiyle kalın,
Av.Gizem CAN