Ecem Naz Tunca İle Röportaj

07 Ocak 2022 Cuma 11:00
995 Okunma
Ecem Naz Tunca İle Röportaj

1-Ecem Naz Hanım öncelikle bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

1996’nın 18 Haziran günü İstanbul’da doğdum. Çocukluğum sanat ile iç içe geçti. Dans ve Tiyatro benim vazgeçilmezim diyebilirim. Çok değerli Gülen Andak ve Ahmet Güvenç ‘in sanat okulunda bale başta olmak üzere birçok dans eğitimi aldım. Ayla Algan Ekol Drama Sanat Okulu’nda ise değerli oyuncu Murat Cemcir tarafından oyunculuk eğitimimi tamamladım. Üniversiteye kadar İstanbul’da eğitimimi devam ettirdim. Çocukluğumdan itibaren sanat ile birlikte büyüdüm. Üniversite eğitimim ise Kırıkkale Üniversitesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesinde geçti. En büyük hayalim olan Radyo Televizyon ve Sinema bölümünü dereceyle tamamlamak benim için inanılmaz bir motivasyon oldu… Şu an Erkan Sevinç öncülüğünde Roll Music ve Merhaba dergilerinde müzik yazarlığı yapıyorum. Aynı zaman da Mesam’ın tekrardan yayın hayatına döndüğü Vizyon dergisinde yazmaya başladım. Yazmak hayatımın en ayrıcalıklı kısmını oluşturuyor ve her gün aynı heyecanla yazıyorum.

2-Gazeteci bir babanın kızısınız, gazetecilik zamanlarından unutamadığınız bir anı var mıdır?

Çok güzel, birbirinden değerli anılarımız var. HEY’li sohbetlerimiz, meraklı gözlerle izlediğim, herkesin hayranlıkla baktığı babamın ödül aldığı özel geceler… Daha niceleri… Aklımda kalan en güzel anılarımdan biri diğer çocuklar gibi dişarı çıkıp oyun oynamak yerine her sabah babamla işe gitmek için sabırsızlanırdım. Gazetelerin arasında, bilgisayar başında değerli büyüklerimi izler bundan çok büyük keyif alırdım. Çocukluğumdan belliymiş aslında bu mesleğin içinde olacağım… Ne de olsa et tırnaktan ayrılmazmış!

3-Babanız ile ilişkiniz nasıldı?

Baba-kız aşkı diyebiliriz. Biz her zaman arkadaş gibiydik. Her zaman paylaşım içinde yaşadık. Benim için çok kıymetli bir dost, öğretmen, harika bir baba... İnsani değerleri çok yüksek olan bir eğitmen… Deneyimleri, gazetecilikte yaşadığı acı tatlı tüm hikayeleri benim hayatımın da dönüm noktalarını oluşturdu diyebilirim... Bir süre sonra gazeteci – Yazar Hulusi Tunca’nın kızı Ecem Naz Tunca kimliğimin yanında gazeteciliğe yeni bir soluk olarak Ecem Naz Tunca adının dilden dile dolaşması başarı ve çalışma konusunda beni ciddi anlamda organize etti.

4-Sizin kitap yazma hikayeniz nasıl başladı?

Gazeteci bir babanın kızı olarak aslında çocukluğumdan beri sürekli yazıp çizerdim. Kendi yazdığım senaryolarım, deneme yazılarım çok fazla. Hazır da basımı bekleyen iki kitabım daha mevcut. Fakat ilk olarak babamdan öğrendiklerimi, gazeteciliğin nasıl bir meslek olduğunu, bu meslekte neler yaşadığını, 50 yılı aşkın bir meslek hayatını konu edinmek istedim. Bu yüzden de ilk olarak duayen gazeteci ve yazar Hulusi Tunca’yı anmak istedim... Büyük bir ansiklopedi olabilecek bir gazetecilik öyküsünün ilk ayağını ‘’‘Gazeteci Olunmaz Gazeteci Doğulur’ Hulûsi Tunca’’ kitabımla oluşturmak istedim… Aynı zaman da diğer kitap projelerim de devam ediyor. 

5-Kitap sonrası dönüşler nasıldı?

İlk kitabım, ilk ve en güzel emeğim, kıymetlim babam için böyle bir çalışma yaptığımda bu derece iyi tepkiler alacağımı hiç tahmin etmemiştim ama çok geniş bir kitleden çok mutlu eden tepkiler aldım… İlk baskıyı çok kısa sürede bitirdim ve bunun mutluluğu da paha biçilemezdi benim için. Kitabımda Hulûsi Tunca’nın gazetecilik yılları, sanatçılarla yapılan söyleşileri ve çok değerli büyüklerimizin babam Hulûsi Tunca ile ilgili görüşleri yer aldı…  

6-Tekrar bir kitap yazmak ya da başka bir projeniz var mıdır?

Tabii ki! Az önce de belirtiğim gibi üzerinde çalıştığım ikinci bir kitap var. Çok yakında bilgisini paylaşacağım. Bunun yanında denenmemiş yepyeni fikirler ve projeler için büyük bir ekiple çalışmaya başladım. Kısa süre sonra bu projeyi sizlere açıklayacağım. İşini çok iyi yapan böyle başarılı bir grupla çalışmak benim için de bir şans. Kendi çalışmalarıma ek olarak babamın kitaplarının baskı ve reklam tanıtım durumlarıyla ilgileniyorum… Kısa süre içinde hepsi piyasada yerini alacak… Çabam bu yönde…

7-Sosyal Medya da aktif görünüyorsunuz. Gelen tepkiler ve sosyal mecra hakkında düşünceleriniz nelerdir?

  Ben sosyal ağlara yönelmemizdeki temel motivasyonun bilinçaltımızda yattığını düşünüyorum. Beğenilmek, takdir görmek, alkışlanmak, dikkate alınmak ya da sözlük anlamıyla “izlenmek” genel olarak çoğu insanın bilinçaltındaki çocuğa hitap ediyor. Pek çok kişi bu tespiti reddedebilir, ancak ben okuduğu kitabı bir site üzerinde paylaşmanın bile takdir görme ihtiyacına hizmet ettiğini düşünüyorum.

Tüm bunlara ek olarak sosyal ağlar, aslında pek görüşmek istemeyebileceğiniz insanlarla bağlantınızı sürdürmenizi sağlayarak ya da normalde iletişim kurmaktan çekinebileceğiniz kişileri size yakınlaştırarak, tam da adına uygun “sosyal” bir hizmet görüyor. Yani sosyal ağlar bu anlamda bizi değiştirmedi. Var olan bazı sosyal yönelimlerimizi körükledi, sosyal normlarımız ya da mahremiyet anlayışımızın değişimini hızlandırdı, içimizdeki çocuğu belki de kendisinden önceki hiçbir araç ile kıyaslanamayacak ölçüde kışkırttı. Bu son söylediklerim, sadece sosyal ağları kullanmayı reddetmeyenler için geçerli tabii. Şu an hemen herkesin gününün önemli bir kısmını sosyal medyada geçirdiği aşikar… Hal böyle olunca tüm anlar doğrudan bu mecrada gözler önüne seriliyor. Elbette ki iş hayatının da internetten ilerlediği bir dönemdeyiz. Ben de bunun farkında olan genç bir birey olarak tüm dönemlerin yansımasını göz ardı etmeden instagram, Twitter, Facebook gibi tüm sosyal ağları kullanıyorum. Ve toplum yararına olduğu sürece sakıncası olmadığını düşünenlerdenim... Sosyal medya artık bir iletişim kanalı olarak geleneksel medya tarafından ciddiye alınıyor. Haber ajanslarının sosyal medyayı referans aldıkları, benim tanık olduğum bir durum. Ve kullanıcı olarak ben de hitap ettiğim topluma karşı sorumluluk taşıyorum. Bu sayede daha verimli çalışıyor ve farklı fikirler üretiyorum…

Göktürk Dergisi

Son Güncelleme: 07.01.2022 11:24
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner23

banner24