Dr. Ecz. Sara Pour bize kendinizden bahseder misiniz?

Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden 2011 yılında mezun oldum. Bilimin derinliklerine olan tutkumla Farmakognozi alanında, yani bitkisel ilaçlar üzerine doktora çalışmalarımı tamamladım. Akademik yaşamım boyunca eczacılık fakültesinde, dekan yardımcılığı ve üniversitenin toplumsal katkı koordinatörlüğü gibi idari görevler de üstlenerek, bilimi yalnızca laboratuvarlarda değil, toplumun her katmanında yaşatmaya çalıştım. Eğitimler ve seminerler vererek, insanlara sağlıkla ilgili doğru bilgileri bütünsel bir bakış açısıyla ulaştırmayı
hedeflfledim. Benim için sağlık, yalnızca bedeni değil; zihni, ruhu ve kalbi bir arada onarmaktır. Bu yüzden mesleğimi, bilimin keskin köşelerini tasavvufun narin dokunuşlarıyla harmanlayarak insanlara şifa sunma arzusuyla şekillendirdim. Akademik kariyerimi kendi
yolculuğuma daha özgür adımlar atmak için noktaladım. Ailemden gelen mesleki ilhamı sürdürmek ve eczacılık geleneğimizi yaşatmak üzere bir eczane açma hayaliyle yola çıktım. Tüm hazırlıklar tamamlanmışken beklenmedik bazı engeller nedeniyle bu adımı
atamasam da, her kapanan kapının ardında yeni bir hikâye olduğuna inandım. Bugün, her sabah Longevity Store’un kapılarını aşkla açıyor; yalnızca ürünler değil, bilgelik, umut ve bütünsel bir sağlık anlayışı sunarak insanlara dokunmanın derin mutluluğunu yaşıyorum.

Bize hayat hikayenizi anlatır mısınız, nereden nereye bir yolculuk bu?
Hayat benim için hiçbir zaman sadece bir akış değil, ruhun kendi en parlak hâline ulaşma serüveni oldu. İçimde hep daha ileriye, daha derine yürüyen bir ateş taşıdım; zamanın hızla aktığına inandığım için her ânı, bir armağan gibi yaşamaya çalıştım. 2013 yılında geçirdiğim motosiklet kazasında ölümle ilk kez yüzleştiğimde, hayata tutunmanın ne kadar mucizevi olduğunu anladım. 2020 yılında canımdan can olan kardeşimi ani bir kalp kriziyle kaybettiğimde ise, hayatın yalnızca yaşamakla değil, yaşatmakla anlam bulduğunu öğrendim. Bu deneyimler, bakış açımı derinden dönüştürdü; ayrımların ötesinde tüm kainatı bir bütün olarak görmeyi ve herkese şifa taşımayı kendime ilke edindim. Sağlık alanında köklenen ailemden aldığım ilhamla, bilimi ve mistik bilgeliği harmanlayan bir yaklaşımı benimsedim. Şu anda yazmakta olduğum ve yakında yayımlanacak olan kitaplarım da, bu bütünsel şifa anlayışını insanlara ulaştırmak amacı taşıyor. Bugün,
tüm bu yaşanmışlıkların özünü Longevity Store çatısı altında, aşk, bilgi ve umutla insanlara sunuyor, her sabah yeniden şifa niyetiyle yola çıkıyorum.


Sara Hanım, aslında bir akademisyen olduğunuz için, neler yaparsınız, neler öğretirsiniz?
Akademik hayatım boyunca yalnızca bilgiyi öğretmekle kalmadım; bilgiyi insan ruhuyla buluşturmayı amaçladım. Farmakognozi çatısı altında, aromaterapi, homeopati ve fitoterapi gibi şifa sanatlarının bilimsel temellerini anlatarak, doğanın insanla kurduğu kadim
bağı hissettirmeye çalıştım. Bugün de Longevity Sohbet Günleri gibi etkinliklerde, danışanlarıma uzun ve sağlıklı yaşamın felsefesini aktarırken; uçucu yağların, bitkilerin ve doğal çözümlerin kimyasını, ruhsal ve bedensel dengeyi nasıl desteklediğini anlatıyor, bilimi yaşam
sanatına dönüştürmenin yollarını paylaşıyorum. Benim için öğretmek, yalnızca bilgi vermek değil; insanın kendi içindeki şifa kaynağını uyandırmasına eşlik etmektir.

Göktürk’e öncelikle hoş geldiniz ve yeni yeriniz hayırlı olsun. Göktürk’ü tercih etme sebebiniz ve ilerleyen süreçlerdeki planlarınız nelerdir?

Benim için Göktürk, sadece bir lokasyon değil; yeni bir başlangıç, yeni bir nefes. Aslında başlangıçta burada bir eczane açma hayalim vardı; ancak beklenmedik bazı engeller nedeniyle bu yolculuk başka bir forma evrildi. Sağlığı bir bütün olarak ele alan vizyonumu koruyarak, Longevity Store’u kurdum; çünkü Göktürk’ün doğayla uyumlu, bilinçli ve değişime açık ruhu, kendi felsefemle derinden örtüşüyordu. Amacım yalnızca ürün sunmak değil; bilimi ve bilgelik mirasını bir araya getirerek, insanların hem bedenlerine hem ruhlarına
dokunan bir yaşam alanı yaratmaktı. İlerleyen süreçte atölyeler, seminerler ve bireysel danışmanlıklarla bu vizyonu büyütmeyi, burada bütünsel bir şifa ekosistemi inşa etmeyi hedeflfliyorum. Çünkü inanıyorum ki; doğru bilgiyle beslenen her ruh, bir gün kendi ışığını hatırlar.
Göktürk’te yeni olmanıza rağmen hızlıca duyulmanız bence yüksek enerjinizin de bir parçası.

Workshoplar yapıyorsunuz. Bunlar hakkında bilgi alabilir miyiz?

Öncelikle bu güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Longevity Store’da düzenlediğimiz workshoplar; ürün tanıtımından çok daha öte, insanları bilinçlendirerek uzun ve sağlıklı bir yaşam kültürü oluşturmayı amaçlıyor. Aromaterapi, fitoterapi ve bütünsel sağlık temalı bu
atölyeler ve sohbet günlerinde; uçucu yağların, bitkilerin ve doğal çözümlerin bilimsel etkilerini paylaşırken, katılımcıların kendi şifa ritüellerini oluşturmalarına rehberlik ediyorum. Her atölye; hem akademik temellere dayanan bilgi sunuyor, hem de ruhu besleyen bir içsel
deneyime dönüşüyor. Amacım, Göktürk’te sağlık ve bilgelik ekseninde birbirine ışık tutan bir bilinç alanı oluşturmaya vesile olmak.
Bir de bir tarafınız kalemi çok seviyor.

“O’na Sözüm Var” adlı kitabınız var. Yeni kitaplar yolda mı ve haklarında ipuçları verir misiniz?
Yazmak benim için yalnızca duyguların değil, aynı zamanda bilginin ve varoluşun sessiz diliyle konuşmaktır. İlk kitabım “O’na Sözüm Var”, insanın kırılma anlarında kendi iç sesini yeniden duymaya cesaret edebilmesi için kaleme alınmıştı. Şu anda üzerinde çalıştığım yeni projeler ise, kayıp, hatırlayış ve bilinç dönüşümü ekseninde, insanın varoluşunu hem bilimsel temeller hem de ruhsal katmanlar üzerinden anlamaya davet eden yolculuklar sunuyor. Henüz doğum aşamasında oldukları için fazla detay vermek istemem; ancak her biri, bilgiyi bir anahtara, sözcükleri bir içsel kapıya dönüştürerek okuyucuyu kendi özüne doğru nazikçe yönlendirecek yapılar olarak şekilleniyor. İnanıyorum
ki, zamanı geldiğinde; her bir satır, okuyucuda hem bir hayret, hem bir hatırlayış duygusu uyandıracak ve belki de hiç ummadıkları bir yerden sessiz bir şifa yolculuğu başlatacak.


Bir yandan da girişimci bir kadınsınız. Girişimci bir kadın olmak nasıl bir duygu?

Benim için girişimcilik, büyük bir cesaretten çok, hayata tutunma çabasıdır. Hayatın zaman zaman sertleşen fırtınalarına rağmen, her seferinde yeni bir yol açmak, yeni bir umut filizi ekmek için gösterilen sessiz bir dirençtir. En büyük becerim ise, iletişim kurmanın bir sanat değil, bir kalp işi olduğuna inanmam. İki yıl süren kamera önü oyunculuk eğitimim sayesinde iletişimi teknik olarak da öğrendim; ancak
insanlara elâlem değil, kendi evimden bir parça gibi yaklaşmayı seçtiğim için, gerçek bağlar kurmak benim için içgüdüsel bir yolculuk oldu. Ben bir yere ulaşmaya çalışmıyorum; benim için asıl değerli olan, yolculuğun kendisi ve bu yolculukta kalbime dokunan yol arkadaşları. Girişimci bir kadın olmak, bir projeden diğerine koşmak değil; her adımda hayatın özüne biraz daha sarılmak ve umut tohumlarını, önce kendi
içimde, sonra çevremde yeşertmeye çalışmak anlamına geliyor.


Sara Hanım başarılarla dolu bir hikayeyi yaratmak için nelere özen gösterdiniz?

Ben başarıyı, bir yere ulaşmak ya da bir unvana sahip olmak olarak görmüyorum; benim için asıl başarı, birlikte ilerleyebilmenin, büyümenin ve hayatın her adımında anlamı çoğaltabilmenin adıdır. Henüz yolun çok başında olduğumu düşünüyorum ve bu yolculukta en çok özen
gösterdiğim şey, hem ruhumu hem bedenimi dengede tutmak. Uzun ve sağlıklı yaşam felsefesine inanarak, uykuma dikkat ediyor, günlük rutinimde mutlaka hareket etmeye, spor yapmaya zaman ayırıyor, bolca su içiyor ve vücudumun ihtiyaç duyduğu vitaminleri ve mineralleri
dengeli bir şekilde desteklemeye özen gösteriyorum. Olumlu ya da olumsuz her duyguyu, geçici bir hava durumu gibi görmeyi öğrendim;
inişli çıkışlı bu yolculukta duyguları bastırmak yerine kabullenerek ve iç huzurumu koruyarak, başarı yolculuğumu daha akışkan ve daha keyiflfli bir deneyime dönüştürmeye çalışıyorum. Söylediğim gibi; benim için başarı; yalnızca hedefe varmak değil, her adımda hem
kendimize hem birbirimize iyi bakarak yol alabilmektir.

Sara Hanım, peki “eczane açma” konusundaki engel ortadan kalkınca, bu Longevity Store konseptini tamamen eczane formatına
dönüştürmeyi planlıyor musunuz?

Eczacılık benim için sadece bir meslek değil; insanın sağlığına bütünsel bir bakışla dokunabilme sanatı. Bir eczacı, her zaman toplumun en yakın, güvenilir ve en kolay ulaşılabilir sağlık danışmanıdır. Eğer ilerleyen süreçte eczane açma konusundaki engeller ortadan kalkarsa, Longevity Store’un ruhunu kaybetmeden; bilimsel danışmanlık ve bütünsel sağlık hizmetlerini klasik bir eczane vizyonuyla harmanlayan yeni bir yapı oluşturmayı hayal ediyorum. Amacım; yalnızca reçete temin edilen bir yer değil, insanın bedeniyle, ruhuyla ve yaşamıyla
bütünleşebileceği, şefkatli ve bilgeliği buluşturan bir şifa alanı sunmak. Benim için önemli olan; hangi isimle çağrılırsam çağrılayım, hangi unvanı taşırsam taşıyayım, bilgiyi ışığa, bilinci şifaya ve samimiyeti bir ruha dokunuşa dönüştürebilmek. Çünkü bazen bir kelime, bir damla
bilgi ya da kalpten gelen küçük bir tebessüm, görünmeyen bir yerlerde bir ömrün seyrini değiştirebilir.

Ve son soru olarak Sara Hanım okurlarımıza neler iletmek ister?

Bazen insan, hayatın telaşında bir an durmalı… Derin bir nefes almalı ve kendine yeniden bağlanmalı. Çünkü ruhun en çok ihtiyaç duyduğu şey; yavaşlamak, hissetmek ve kendi sesini duymaktır. Eğer bir gün, sadece öğrenmek değil; bilginin kalpte filizlendiği o derin yolculuğa çıkmak isterseniz, Longevity Store’da sizi bekliyor olacağız. Bilimle şifayı, bilgiyle sevgiyi harmanlayan sade ama gerçek bir adım atabiliriz birlikte. Belki bir kahve eşliğinde tanışır, belki bir uçucu yağın kokusunda hayatın görünmeyen kapılarını aralarız. Ama ne olursa olsun, sizi burada bekleyen şey bellidir: samimiyet, bilgi ve kalpten gelen gerçek bir yol arkadaşlığı. Ve unutmayın, hayallerinizin peşinden gidin… Elâlemin ne dediğine tutsak olmayın. Çünkü bu yol, başkalarının sesiyle değil, kendi kalbinizin ritmiyle yürünür.