Yoldaki ışık sensin!

Bu kitap bir yolculuk hikayesi.

17 Temmuz 2023 Pazartesi 16:29
1080 Okunma
Yoldaki ışık sensin!

Tuba Küçükaksu 1969 yılında İstanbul’da doğdu, ilk ve orta öğrenimini Almanya’da tamamladı. 1984 yılında Türkiye’ye dönerek Turizm eğitimini tamamladı ve sektöründe uzun yıllar çalıştı. Bu süreçte hediye edilen bir kitapla tüm hayatı değişti ve kendisini Hindistan’da buldu. 2006 yılında Hindistan’a yaptığı bu yolculuk yaşamına yepyeni bir yol açtı ve turizm sektöründeki profesyonel iş hayatının da sonu oldu. 12 yıl boyunca Hindistan’da kalarak kendini yeniden inşa etti ve çeşitli tecrübeler kazandı. Bu tecrübeleri aynı zamanda Türkiye’den Hindistan’a gitmek isteyen kişilere de rehberlik sağladı. Hindistan’da edindiği bilgi ve becerilerle insanlara yardımcı olmak; kişilerin farkındalık seviyelerini yükseltmek ve daha mutlu bir yaşamın mümkün olabileceğini anlatabilmek için Türkiye’yi gezmeye başladı. Türkiye’nin farklı farklı illerini gezerek Hindistan’da edindiği görüleri aktarırken Şamanizm’e duyduğu yakınlık sonucunda kendisini Güney Amerika ve Amazon Ormanları’nda buldu. orada Şamanizm’in şifa kültürlerini, adetlerini, törenlerini ve inançlarını deneyimledi. Bu deneyimlerin ardından tasavvuf ilmi ile de yakından ilgilenmeye başladı. Tüm bu yolculuklar kendisine özgü ahengi olan bir yol edinmesini sağladı. Böylece farklı öğretilerden edindiği bu bilgi harmanını, danışanlarının neşeli ve kaygılardan uzak, anı yaşayarak, andaki fırsatları görebilen bireyler olmalarını kolaylaştırmak adına, paylaştı ve paylaşıyor.


Nihayet kitap doğdu, nasıl duygular içerisindesin?

Yıllardır çok istediğim hayalim gerçek oldu, Çok şükür. Kitabım çıkana kadar ister istemez çok telaşlandım çıktıktan sonra yerini heyecan aldı. Şimdilerde ise merak içindeyim, okuyuculara ne hissettirdiğimi ne düşündüklerini çok merak ediyorum.

“Yoldaki Işık Sensin”ni yazmaya nasıl karar verdiniz?

İl il gezip bilgi birikimimi aktarırken iki nedenden doğdu aslında kitap fikri. Birincisi bu eğitimlere ihtiyaç duyan ve ulaşamadığım kişilere bu kitap ile ulaşabilirdim, ikincisi ise danışanlarım seminerlerimin sonrasında bana sürekli bu bilgi birikimimi artık bir kitaba aktarmama gerektiğini hatırlatıyorlardı. 

“Yoldaki Işık Sensin” ilk kitabınız ve Türkiye’de herkesin bildiği yayınevi olan Destek Yayınlarından çıktı. Bize hem kitaplaşma sürecini anlatabilir misiniz?

Kitap fikri artık iyice aklımda dönmeye başlamış ve niyetimi de netleştirmiştim ki, tesadüf (!) ya bu, tam 12 yıl önce bir eğitmen arkadaşım aynı yayın eviyle bir kitap çıkartmaya karar vermiş ve toplantısına benim de gelmemi rica etmişti. Destek yayınlarına ilk defa bu şekilde adım atmıştım, sohbetimiz esnasında yayın evi sahibesi sevgili Yelda hanım ile tanıştım. Laf lafı açtı ve kendi hikayemden biraz bahsettim. Anlattıklarım öylesine hoşuna gitmişti ki ben bitirmeden “Çok güzel bir yolculuk bu, bunu kitap yapalım mı? diye bana sordu. Olur dedim o an boş bir kağıt çıkartıp zihin fırtınası eşliğinde kitabın ana başlıklarını yazmıştık bile… Bir anda bana elini uzattı ve HAYIRLI OLSUN dedi. İlk kitabım kendi yolculuğumu anlatacaktı. NİYET SONUCUNU BU KADAR HIZLI VERİR Mİ, VERİYORDU …

Yazma fikri tamamdı ama nasıl yazacaktım, nereden başlamalıydım, kitap yazmak nasıl oluyordu hiçbir bilgim yoktu. Çok teşebbüslerim oldu ama bir türlü istediğim gibi bir sonuca varamıyordum. Her şeyin bir zamanı olduğuna hep inandım ve doğru zamanda bu kitabın çıkacağını biliyordum. En doğru zamanda en doğru insanlar ile bir araya geldim ve bu kitap bugün okuyucularım ve danışanlarım ile kavuştu.

“Yoldaki Işık Sensin” sensin derken kime sesleniyoruz?

Bu kitabı alan, okuyan herkese sesleniyorum. Sonuçta hepimiz bir yoldayız. Bu yolda hepimiz bilgiye, eğitime, tavsiyelere, önerilere, ihtiyaç duyabiliyoruz. 

Kitabınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

Bu kitap benim yolculuğumun hikayesi. Güzel bir işi olan, iyi para kazanan, istediği önünde istemediği arkasında, özetle dışarıdan baktığınızda güzel bir yaşamı olan ancak içindeki boşluğu bir türlü dolduramayan, bu boşluğa bir anlam veremeyen, sürekli mutsuz ve eksik hisseden bir adamın, her şeyi bırakıp içindeki bu boşluğu doldurmak, anlamak için çıktığı yolculuğu anlatıyor.

Kitap sanki bir film gibi iyi bir akış içerisinde. Yer yer bu durum düşündürücü olsa da okuyucu tek oturuşta bitirebiliyor (şahsen benim için öyle oldu). Sizce bu durum olumsuz bir tepkiye yol açar mı?

Buna çok sevindim. Ben kitabımın özellikle akıcı ve rahat okunur olmasına dikkat ettim.

Kitabınızla özellikle vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Hayat hepimizi çeşitli zamanlarda farklı farklı yol ayırımlarına getirebiliyor. Bu yol ayırımlarına geldiğimizde bilinmezliğe karşı duyduğumuz korkular ve endişeler nedeni ile yerimizde kalmayı, saymayı tercih edebiliyoruz. Halbuki bazen biliyoruz ki, aslında durduğumuz yer bizi daha da dibe çekiyor daha da kötüleşmemize neden oluyor, sonunda fiziksel ya da ruhsal hastalıklar baş gösterebiliyor. Aslında ihtiyacımız olan O yol ayrımında bize sunulan ve göremediğimiz o fırsat/fırsatlar hayatımızı güzelleştirmek, bizleri büyütmek, taçlandırmak için sunuluyor. Ben bu kitabım ile herkese hepimizde bu gücün bu kudretin var olduğunu kendi yolculuğumdan yola çıkarak hatırlatıyorum.

Yeni çalışmalarınız var mı? Varsa, kısaca söz edebilir misiniz?

Yıllardır devam ettiğim kendimizi dengede tutmak ve ruhsal arınmamızı sağlayan çalışmalarımızın yanında evet yeni projelerimiz var. Her zaman yenilikçi oldum ve ihtiyaçlara yöneldim. Değişik bir dönemden geçiyoruz, sanki dünya yeni bir döngüye girdi. Hepimizin ihtiyaçları yaşamları değişiyor. Denge de kalmak zorlaşıyor. Tüm bunların bilinci ile yeni çalışmalarımıza Eylül itibariyle başlıyor olacağız. Var olan tüm çalışmalarıma sosyal medya hesaplarımdan ulaşılabilir, yenilikleri de ayrıca duyuruyor olacağım.

Tuba Bey, birlik bilinci nedir? Seminerlerinizde sizi dinleyenlere neler öğretirsiniz?

Birlik bilinci Bir bilinç seviyesi aslında, bu seviyede artık kimseyi yargılamazsınız, herkesi ve her şeyi olduğu gibi kabul eder, kimsenin kimseden üstün yada farklı olmadığını idrak edersiniz. Mesela düşünün, doğa afetlerde bu birlik bilinci nasıl da ortaya çıkıyor. Kimin kim olduğuna, ne yaptığına, nereden geldiğine bakmadan herkese yardım eder, destek olursunuz. Bir numaralı düşmanınız bir bakarsınız sizi hayata bağlamak adına elinden geleni yapar. İşte bu duygu ve bilinci, sadece afet gibi zor zamanlarda değil, hayatımızın içinde hep var edebilir isek, işte o zaman dünya bir cennet olur. Hedefim bunu herkese tekrar tekrar hatırlatmak.

Seminerlerimde elbette birlik bilincinden, etki ve sonuçlarından bahsediyorum ama bunu sağlamak için öncelikle birey olarak iyileşmemiz, yüklerimizden, kısır döngülerimizden özgürleşmemiz ve sonrasında beden ruh ve zihin dengemizi sağlamamız gerekiyor. Benim ilk hedefim bunu sağlamak. Bunu sağladıktan sonra zaten dünya daha yaşanır bir hal alıyor.

Danışanlarım bunu başardığındaki aldığım geri dönüşler paha biçilmez, size ne kadar mutlu olduğumu o andaki hislerimi anlatmam mümkün değil. Bu seminerimin adı HAYATA “YENİDEN BAĞLANMAK”. Sizi de bekliyorum.

Sizi siz yapan en büyük değer nedir?

Yola çıkmadan önceki Tuba ya bu soruyu sorsaydınız, kazancım, arabam, statüm, işim gibi cevaplar verirdim. Şimdi ise, zor da olup çözümünü bulamayan, çözüme ihtiyaç duyan kişilere aslında bildiği çözümleri hatırlatabilme yetim beni ben yapıyor. Hayat amacım benim buymuş ve ben bunu buldum şükürler olsun.

Hepimizin denge de kalmayı başarması dileğim ile, Sevgiler.

İnstagram: tkucukaksu

İnstagram: birlikbilinci

Göktürk Dergisi

Son Güncelleme: 19.07.2023 12:07
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner23

banner24