Dış basın yazdı... Berlin'i karıştıran Yozgatlı Osman Dede'nin hikâyesi!

Berlin'de yaşayan Yozgatlı göçmen Osman Kalın, 1982'de duvarın doğusunda kendisine bir bahçe kurdu ve onu elinden almak isteyen tüm yetkililere direndi. Bu yıl hayatını kaybeden Kalın'ın arsası artık ailesine emanet.

04 Temmuz 2018 Çarşamba 10:20
1215 Okunma
Dış basın yazdı... Berlin'i karıştıran Yozgatlı Osman Dede'nin hikâyesi!

Torunu Funda Kalın, "Henüz 17 yaşındayken sanat dersinde öğretmenim ünlü tarihi binaları gösterip, hikâyelerini anlatıyordu. Dedemin ağaç evi de bunlardan biriydi" diyor: "Sınıftaki çocuklar biraz komik ve şekilsiz göründüğü için ağaç evle dalga geçmişti ve çok utanmıştım. Bir arkadaşım evi yapanın benim dedem olduğunu söyleyecekken, bir bakışımla onu susturmuştum."16 yıl sonra Funda Kalın için dedesinin bu mirası aksine gurur kaynağı.

Arsa, Doğu ve Batı Berlin'in sınırında bulunuyor.Bahçe günümüzde ağaçların istilasına uğramış, yıkık dökük ev, grafitl,ilerle bezenmiş durumda; etrafı da yüksek katlı modern ofis ve binalarla çevrili.1961-1989 yılları arasında ise, bahçenin bir köşesi boyunca uzanan Berlin Duvarı, bu toprakları ikiye ayırıyordu. Hatta bahçe fikri, duvarın inşası başlayınca ortaya çıktı.Duvar 1961'de, 12 Ağustos'u 13'üne bağlayan gece inşa edildi. Beton direkler yerleştirildi, dikenli teller çekildi ve tuğlalar yükselmeye başladı. Silahlı Alman askerleri de köpeklerle beraber duvarın doğusunda devriye gezmeye başladı.

Ancak inşaat işçileri işin kolayına kaçtı. Aslında Doğu ve Batı Berlin arasındaki sınır dik açıyla Bethaniendamm adlı kavisli sokaktan geçiyordu ama işçiler duvarı dümdüz devam ettirdi.Hal böyle olunca, duvarın batısında Doğu Berlin'e ait üçgen bir arsa kaldı. Arsadan geçen tel örgüler de kısa sürede mayınlarla çevrili, km'lerce kalınlıkta güçlü bir beton duvara dönüştü. Buraya daha sonra "Ölüm Şeridi" adı verilecekti.

Buradaki 350 m2'lik arsaya kimse el süremiyordu: Batı Almanya hükümetine ait olmadığı gibi, Doğu Almanya hükümeti de buraya el koyamıyordu.Boş arsa kısa süre sonra komşu mahalle Kreuzberg'in sakinlerinin dikkatini çekince, bölgeye çöpler ve eski mobilya parçaları yığılmaya başladı. Bazıları burada arabalarını yıkıyordu.Yozgatlı inşaat işçisi Osman Kalın bundan 20 yıl sonra 1982'de mahalleye taşınana kadar, arsa koca bir çöp yığınından ibaretti. Kalın o sırada yeni emekli olmuş, vakit geçirecek bir şeyler arıyordu.Evinin penceresinden atık alana dönen arsayı görünce, kolları sıvadı.

Önce tek başına çöpleri temizlemeye girişti, sonra bahçeye dönüştürdüğü arsaya sebzeler ekti.Torunu Funda Kalın, dedesinin Almanya'ya göç ettiğinde memleketi Yozgat'ta koca bir ev ve tarla bıraktığını söylüyor:"Dedem kır yaşamından geliyordu. Memleketinde oradan oraya eşekler üzerinde giderken, burada bir apartmana hapsolmuştu. Dışarı çıkmak, hareket etmek istiyordu."Osman Kalın yeni projesi için gece gündüz demeden çalıştı. Eşi Fadik Kalın da, unutup yemeden içmeden kesilmesin diye düzenli olarak buraya yürüyüp kocasına yemek götürdü.

Osman Kalın, buraya kayısı ve elma ağaçları dikti, aynı zamanda bol bol soğan sarımsak ekti.Bu arada Doğu Almanya sınırında duvar silahlandırılmıştı. Köpekli askerlerin devriye gezdiği duyuluyor, Batı Berlin'e tepeden bakan gözetleme kuleleri dikkatle etrafı izliyordu.Kalın bahçeyi kazmaya başladıktan 2 hafta sonra Doğu Almanya sınır güçleri onu ziyarete geldi, ne yaptığını sordu. Tünel kazmadığından emin olmak istiyorlardı. Sadece bahçeyle ilgilendiğini görünce, duvardan 3 metre uzaklıkta kaldığı takdirde arsayı kullanmasına izin verdiler.

Ancak ziyaretten kısa süre sonra bu defa Batı Berlin polisi Kalın'ın kapısına dayandı ve yaşlı adamdan bu toprak alandan çıkmasını istedi.Osman Kalın ise, "Bana burayı Allah bahşetti. Sizden korkmuyorum. Bahçemi almak için önce cesedimi çiğnemeniz lazım" diye bağırdı polislere.Doğu Almanya tarafındaki güçler, bu atışmayı gözleme kulesinden izliyordu. Osman Kalın'ın Batı Berlinli yetkililer için nasıl bir baş belası olduğunu anladıklarında, bu fırsatı kaçırmadılar. Karşı tarafı iyice sinirlendirmek için Kalın'ın arsanın tamamını özgürce kullanmasını sağladılar.

Bahçe aynı zamanda ölüm şeridinin en dar kısımlarından biriyle kesişiyordu. Birçok kişinin tünel kazıp kaçmaya çalıştığını gördü, iki kişi de gözleri önünde vuruldu.Doğu Almanya'daki askerler ise Osman Kalın'ın varlığına alışmıştı. Askerler sabahları gözetleme kulelerine çıkmadan önce Kalın'a el sallıyorlar, o da yetiştirdiği soğanlardan askerlere veriyordu.Noellerde Kalın'a kart yazdıkları, hatta bir şişe kırmızı şarap hediye ettikleri de oldu.Ancak Osman Kalın dini bütün bir Müslümandı ve alkol almıyordu. Torunu Funda, "Dedemin haberi yoktu ama gelen şarabı babam içiyordu" diyor.

O dönem güvenlik görevlilerinden üniversite öğrencilerine ve hatta anarşist punk gençlere birçok insan Kalın'a saygı duyuyordu.1983'te Kalın, önce arsayı devralıp bir baraka kurdu, sonra da bahçesinin ortasına iki katlı bir ağaç ev yaptı. Elektriği, suyu, yatak odası, çalışması odası, her şeyi vardı.Burası daha sonra "Duvardaki Ağaç Ev" (das Baumhaus an der Mauer) adını aldı.

Funda çocukluğunda yazları dedesinin bahçesinde mangal yaptıklarını hatırlıyor:"Ellerinden tuz karabiber gibi sarımsak ve soğan eksik olmazdı. Soğanlar masaya gelene kadar yemeğe başlamazdı. Yemin ederim bu kadar uzun yaşayabildiyse, sebebi soğandır."Mahallede Türk yemeklerinde soğan ve sarımsağı o kadar çok kullanıyorduk ki, kadınlar gelip ondan tazesini isterlerdi. Önce bahçeyi biraz genişletti dedem, sonra da sokak pazarında bu soğanları satmaya başladı. Hatırlıyorum bebek taşır gibi her hafta bohçasında soğanlarını taşırdı."Osman Kalın en başta sebzeleri için gerekli suyu evden, iki eline aldığı koca bidonlarla taşıyordu. Daha sonra yakınlardaki bir kilisenin eski bir kuyusu olduğunu keşfedip buradan su çekmeye başladı.

İnternet Medyası

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner23

banner24