İSTANBUL’un gürültüsünden uzak, doğayla iç içe bir semt olan Kemerburgaz, sa dece sakin yaşamıyla değil, zengin sokak lezzetleriyle de dikkat çekiyor. Bu hafta, sokakların izini süren lezzet yolculuğumuzun durağı Kemerburgaz turşucuları oldu. Yüzlerce yıl öncesine dayanan yerleşimi, doğal su kaynakları ve verimli to praklarıyla bilinen bu bölge, geçmişte tarımsal üretimin ve yerel ticaretin önemli merkezlerin den biriydi. Ekran Alıntısı-43 Bu ver imli to praklarda gelişen turşuculuk geleneği, zamanla evlerin kilerlerinden çıkarak sokak lara, oradan da bir kültüre dönüştü. Bugün hâlâ süren bu gelenek, ustalıkla kuru lan fıçılarda yaşatılıyor. Kemerburgaz’ın meşhur turşucuları; lahana, salatalık, biber, havuç ve daha birçok sebzeyi, nesilden nesile aktarılan tariflerle, sabırla kurduk ları fıçılarda olgunlaştırıyor. Turşu kurmak burada yalnızca bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Her kavanozda yılların deneyimi, el emeği ve bilgi birikimi var. Turşunun hazırlık süreci oldukça titiz: Malzeme seçimi, doğru oranda tuz ve sirke kullanımı, doğal fermantasyon süreci… Her aşama büyük bir dikkatle yapılıyor. Ekran Alıntısı-44 Turşular, gelenek sel yöntemlerle, katkı mad desi kullanılmadan hazır lanıyor ve bu da onların lezzetine lezzet katıyor. Bugün hâlâ Kemerbur gaz sokaklarında faaliyet gösteren turşucu dük kânları, ilk günkü ruhunu koruyor. Ahşap raflarda dizili rengârenk kavanozlar, büyük fıçılar ve dükkânı saran o tanıdık ekşi koku, ziyaretçileri adeta zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. İs tanbul’un dört bir yanından ve hatta şehir dışından birçok kişi, bu eşsiz lezzeti tatmak ve evine götürmek için Kemerburgaz’a geliyor. Esnafların da söylediği gibi, turşu burada sadece bir yiyecek değil; bir ge lenek, bir kültür ve geçmişle bugünü birbirine bağlayan bir tat. Kemerburgaz sokak larında yürürken burnunuza gelen o ekşi kokular, aslında köklü bir mirasın sessiz tanıkları gibi… Hazırsanız, tarih, emek, gelenek ve lezzetin bu luştuğu bu ekşi ama bir o kadar da tatlı yolculuk başlıyor.