Kafkas Cephesi’nin karlı zirvelerinde, 1914 yılının Aralık ayında başlayan Sarıkamış Harekatı, Türk askeri tarihinin en hüzünlü ve en kahramanlık dolu sayfalarından biri olarak bugün de hafızalardaki yerini koruyor.
Türk askerinin mücadelesi sadece Rus ordusuna karşı değil, aynı zamanda dondurucu soğuğa, imkansızlığa ve çetin doğa koşullarına karşı "soğuğa yazılan bir destan" vücut buldu.
Allahuekber Dağları'na ölümüne yürüyüş 111 yıl önce bugün başladı. Sarıkamış Harekatı'nın tarihi önemini Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Uzman TRT Haber'e anlattı.
"Osmanlı'nın demiryolu ağı Rusya tarafından engelleniyordu"
Prof. Dr. Nasrullah Uzman, "Kafkas Cephesi denildiğinde iki büyük imparatorluğun tüm gücüyle çarpışmasından bahsedilir; ancak burada Osmanlı ve Rusya'nın yanı sıra savaşa taraf olan üçüncü faktör doğa, iklim ve coğrafyadır." dedi.
Prof. Dr. Uzman, Sarıkamış Harekatı'na gelinmeden önce 1. Dünya Savaşı'ndaki Osmanlı Devleti ve Rusya'nın durumunu anlattı:
"Osmanlı Devleti 1914'te Balkan ve Trablusgarp savaşlarından yorgun çıkmış, orduda modernleşmeyi tamamlayamamışken savaşa dahil olmuştur. Rusya ise 1905 Japonya yenilgisinden dersler çıkararak modernleşmesini güçlendirmiştir.
Osmanlı'nın demiryolu ağı Erzurum'a kadar ulaşamazken ve Rusya tarafından engellenirken; Rusya, 1878'den itibaren Sarıkamış hattına kadar demiryolu döşemiş ve lojistik olarak öne geçmiştir. İstanbul'dan Erzurum cephesine ulaşım 40-45 gün sürerken, Rusya Tiflis'ten Sarıkamış'a 6 saatte her türlü desteği sağlayabilmektedir."
"Orduya gönderilen kışlık giyecekler Rus donanması tarafından batırıldı"
Harekatın yapılması sürecinde birçok komutan kendi fikrini beyan ettiğini ve Enver Paşa'nın bunların hepsini değerlendirdiğini söyleyen Prof. Dr. Nasrullah Uzman, Sarıkamış Harekatı'nın stratejik olarak başarılı bir plan olsa da coğrafi şartlar nedeniyle uygulanmasının çok zor olduğunu vurguladı.
"Ordunun kışlık donanımı için İstanbul’dan yola çıkan ve 60 binden fazla kışlık kıyafet taşıyan üç büyük geminin Zonguldak açıklarında Ruslar tarafından batırılması,Osmanlı'nın bu savaştaki lojistik gücünü kaybettiği en acı olaydır. Askerler, üzerlerinde yazlık kıyafetler ve ayaklarında yazlık çarıklarla -30, -40 derece soğukta mücadele etmek zorunda kalmıştır."
"Şehadete erişeceklerini bile bile yürüdüler"
Sarıkamış'ın, bir yönüyle cesaret ve kahramanlık destanı, diğer yönüyle ise hüzün ve acının simgesi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Uzman, Türk ordusunun coğrafyaya ve iklime yenik düştüğünü söyledi.
Prof. Dr. Nasrullah Uzman, "Sarıkamış'taki kahramanlık, cesaret, kararlılık, irade ve şehitler, Türk milletinin sonraki süreçteki birlik ve beraberliği noktasında ihtiyaç olduğu mayayı oluşturdu. Kazım Karabekir Paşa'nın ifadesiyle Anadolu'nun bel kemiği olan bu bölgede, bu coğrafyayı vatan kılan, miras bırakan ecdadın hangi fedakarlıklarla bu devleti ayakta tuttuğunu göstermesi bakımından son derece önemli. Bizim de nesil olarak aldığımız bu mirası sonraki nesillere devretmemiz gerekiyor. Bu sorumlulukla hareket etmek durumundayız." dedi.