YILMAZ TAŞ İLE TARİHE YOLCULUK

FERİKÖY, BOMONTİ, DOLAPDERE

Feriköy 19. yüzyıl ortalarına ka dar şehrin dışında, bağ ve bos tanların olduğu kırsal bir alandı. Hemen yanı başında Kurtuluş (Tatavla) olmasına rağmen ikamet alanı olarak pek düşünülmemiştir. Tanzimat Fermanın etkileriyle şehir hızlı bir değişime geçerken bu bölge de Rum, Ermeni ve Levanten ailelerin evler inşa etmesiyle Kurtuluş’la iç içe geçmiş ve bu sayede Feriköy kozmopolit bir kimlik kazanmıştır. Semtin adının nereden geldiği ile ilgili pek çok hikaye vardır. Bunlardan en bilindik olanı burada topraklar ve bir av köşkü satın alan Fransız tüccar Mösyö Pierre Ferry’den geldiğidir. Sultan III. Ahmet av esnasında attan düşer ve yaralanır. Civarda av köşkü bulunan Pierre Ferry attan düşenin sultan olduğunu bilmeden yardıma koşar. Sultanda Mösyö Ferry’e bu bölgede geniş topraklar bağışlar. Satın aldığı av köşkünün olduğu yer gelişmeye başlar ve semt zamanla ‘Ferry’lerin Köyü’ ‘FerryKuey’ olarak anılmaya baş lar. Av köşkünün bulunduğu yer günümüzde Latin Katolik mezarlığıdır.

Feriköy’de 1870’lerde bir baruthanenin ve bir feshane fabrikasının varlığı bilinmektedir. Zamanla semte Royal Çikolata fabrikası, Kent şekerleri fabrikası açılmıştır. Royal Çikolata fabrikasının olduğu yere günümüz de de hala varlığını sürdüren meşhur Feriköy Pazarı açılmıştır. Feriköy Pazarı günümüzde Bomonti Pazarı olarak da anılmaktadır. Feriköy belki İstanbul’un en gözde semti değildir fakat çok kültürlü ve kozmopolit yapısıyla yaşayan bir tarih kitabı gibidir.

Feriköy’e Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk modern yerli bira üretim tekniği ile imalata başlamış fabrikası kurulur. İsviçreli Alman Adolf ve Walter Bomonti Kardeşler tarafından 1890 yılında Feriköy’de kurulan fabrika kurulduğu bölgeye de Bomonti olarak adlandırılmasına sebep olmuştur. Zamanla genişleyen fabrikanın karşısına İstanbul’luların büyük rağbet gösterdiği, Bomonti Bira Bahçesi 1930 yılında kurulmuştur. Büyükçe mor salkımlı, fıskiyeli havuzlu bahçe de biralar büyük kulplu bardaklarda köpüklü servis edilir, kalabalık gelen gruplara küçük fıçılarda verilirdi. Bahçe 1950’li yıllara kadar hizmet verdi. 1909 yılında ar tan bira talebi üzerine Nektar adı al tında Sarıyer Büyükdere’de bir bira fabrikası kurulmuş fakat her iki firmanın zarar etmesi sonucu üç yıl sonra 1914 yılında ‘Bomonti - Nektar Bira Fabrikaları’ adı altında birleşirler ve Nektar’ın tesisleri Bomonti’ye taşınır.

Bomonti Bira Fabrikası 1934 yılında Tekel İdaresine geçmiş, uzun bir süre sonra özelleştirme kapsamında bir bira firmasına satılmıştır. 1991 yılına kadar faaliyet gösterdikten sonra fabrika boşaltılmıştır. 2007’de kültür ve eğlence merkezi olarak tahsis edilmiş ve 2017’den itibaren ‘Bomontiada’ adı altında hizmet vermeye başlamıştır.

Dolapdere bir kısmı Şişli’ye bağlı, bir kısmı Beyoğlu’na bağlı uzunca bir yoldur. Adını Dolapdere’ye inen pek çok dere yataklarından ve bu derelere bostanları sulamak için kurulan do laplardan alır. Fransız mimar ve şehir düzenleyicisi Hanry Prost yeni imar planı hazırlarken buraları küçük bir organize sanayi bölgesi gibi planlamış tır. Genelde oto tamircilerinin, yedek parçacılarının, hurdacıların ve ufak te fek imalat atölyelerinin tercih ettiği bir bölge olması nedeniyle oturum için pek tercih edilmemiştir. Ancak dar gelirli ve işçi sınıfı maddi imkansızlıklar sebebiyle yerleşmeye başlamıştır.