Uzm. Dr. Hilal Kızıldağ

Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı

Göktürk Florence Nightingale Tıp Merkezi

Alt ıslatma pek çok çocuğu ilgilendiren bir sağlık sorunudur. Yalnızca sosyal sorunlara neden olabilecek, tek bulgusu gece idrar kaçırma olan duruma bağlı gelişebileceği gibi, kalıcı böbrek hasarına neden olabilecek önemli idrar yolları ve mesane fonksiyon bozukluklarının da belirtisi olabilir.

Alt ıslatma nedir?

Cinsiyet ayrımı olmaksızın, 5 yaş ve üzerinde olan çocuklarda, en az haftada 2 kez olmak üzere tekrarlayıcı karakterde olan, en az 3 ay süren, istem dışı yatağa ya da giysilere idrar kaçırmaya denir.

Çocuklarda fizyolojik olarak mesanenin gündüz kontrolü genellikle 2-3 yaşın sonunda, gece kontrolü ise 3-5 yaşlarında kazanılır. Bazı ailelerde ise biraz daha geç gelişebilir.

5 yaş üzeri çocukların yaklaşık %95’ i gündüz idrar kontrolünü, %80-85’i gece idrar kontrolünü sağlarlar.

Alt ıslatmanın tipleri var mıdır?

Çocukluk çağında idrar kaçırma çok geniş bir hastalık yelpazesi içerdiği için sorunu iyi tanımlayabilmek amacıyla farklı terimler kullanılmaktadır.

Alt ıslatma ‘’devamlı’’ veya ‘’aralıklı’’ idrar kaçırma olarak ikiye ayrılır.

Devamlı idrar kaçırma; sürekli idrar kaçırmayı, damlatmayı ifade eden bir durumdur ve sıklıkla doğumsal yapısal sorunların varlığından şüphelenmeyi gerektirir.

Aralıklı idrar kaçırma ise; aralıklı olarak, farklı zamanlarda idrar kaçırmayı gösterir. İdrar kaçırma uyanık halde oluyorsa gündüz idrar kaçırma, yalnızca uykuda ortaya çıkarsa gece idrar kaçırma (enürezis ), hem uyanıkken hem de uykuda iken olan aralıklı idrar kaçırma ise gündüz idrar kaçırması ve enüzeris olarak tanımlanır.

Bazı bulguların varlığı önemli bir hastalığın varlığına işaret edebilir. Nedir bu bulgular?

Artmış veya azalmış işeme sıklığı, devamlı idrar kaçırma, gündüz idrar kaçırma, sıkışma idrar yaparken duraksama ince bir akımla idrar yapma, idrarı tutma manevraları, mesanenin tam boşaltılamaması duygusu, işeme sonrası damlatma, en az 6 ay kuru kaldıktan sonra tekrar idrar kaçırmanın gözlenmesi, kabızlık, dışkı kaçırma, genital veya pelvik ağrı, davranış problemleri, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü gibi bulguların varlığında daha da dikkatli olmak gerekir.

Ailelerin mevcut durumun geçici olduğunu düşündüğü, yanıldığı nokta neresidir?

Maalesef ailede kendi büyüklerinde (dayı, amca gibi) ya da çevrelerinden duydukları, 7-10 yaşına gelsin geçer inancı tanı ve tedavide gecikmelere sebep olabilmektedir. Bu gecikme de çocukta kalıcı böbrek hasarına neden olabilmektedir.

Neden böyle bir inanç var?

Gece idrar kaçırma, çocukluk çağının en sık karşılaşılan idrar yolları sistem problemlerinden biridir. 5 yaş civarı çocuklarda genel olarak sıklığı %15- 20 gibi oldukça yüksektir.

Sadece tek bulgusu gece idrar kaçırma olan, arada öğrenilmiş gece idrar kontrolü olmayan çocukların %50-60’ında aile öyküsü vardır. Yani ailede de benzer bireyler olmuş ve 10 yaşa doğru şikayetleri gerilemiştir.

Bu gözlemler ile aile kendi çocuklarındaki durumun da benzer bir durum olduğunu düşünüp büyüdüğünde geçeceğini düşünebilmektedir.

Alt ıslatma nedeni ve sonucu olabilecek psikolojik süreçler var mıdır?

Özellikle çocuklar için sarsıcı olabilecek deneyimlerden sonra alt ıslatma problemi görülmeye başlayabilir. Bu deneyimler; Çocuğun temel bakımını sağlayan kişiden ayrılması, kaza geçirilmesi, hastaneye yatma, kardeş doğumu, çocuk ihmal ve istismarı, ailede ölüm, boşanma, okulla ilgili travmalar olabilir. Tuvalet eğitimi esnasındaki bazı baskılar da alt ıslatma problemine sebep olabilir. Anne-çocuk ilişkisindeki olumsuzluklar, ebeveynlerin ruhsal sorunlar yaşaması da alt ıslatma probleminin gelişmesinde etkili olabilmektedir.

Alt ıslatma problemi hem ebeveynleri, hem sorunu yaşayan çocuğu olumsuz etkileyen bir sorundur. Tekrarlanan altına kaçırma olayları ebeveynlerde kızgınlık, hayal kırıklığı, suçluluk ve üzüntü gibi duygulara, altını ıslatan çocukta da zamanla yetersizlik, suçluluk ve utanç, özgüven problemleri, hırçınlık, akademik başarının ve sosyal ilişkilerin olumsuz etkilenmesi, davranış problemlerine neden olabilmektedir.

Tuvalet eğitimi kazanmış çocuklarda gündüz idrar kaçırma, sıkışma, sık ya da seyrek idrara gitme gibi alt idrar yollarına ait bulguların bir ya da birkaçının bir arada bulunduğu, beraberinde kabızlık ya da kaka kaçırma başta olmak üzere barsak şikayetlerinin eşlik ettiği durumu tanımlar.

Bu çocuklarda sık idrar yolu enfeksiyonları, tıbbi olarak vezikoüreteral reflü dediğimiz mesaneden böbreğe reflü, bunlara bağlı gelişen böbrek hasarı, böbrek yetmezliği açısından dikkatli olunmalıdır.

Tanı ve tedavide nasıl yaklaşımlar vardır?

Tanıda en önemli ve ilk yaklaşım ayrıntılı hikaye almadır. Bulguların görülme sıklığı ve zamanlaması işeme çizelgeleri ile değerlendirilir. Özellikle sıvı alım çizelgeleri, barsak alışkanlıkları, dışkılama durumu, aile öyküsü, uyku bozuklukları, dikkat eksikliği, psikolojik problemleri öğrenilir.

Tetkikte ilk basamak idrar analizidir. Bunu kişinin ihtiyaçlarına göre görüntüleme teknikleri ile değerlendirmeler izler (ultrason,  işeme sistoüretrografisi, böbrek sintigrafisi, ürodinami, spinal MR gibi).

Tedavi yönetimi tanıya göre planlanır.

Tedavide davranış tedavileri, ilaç tedavisi, nöromodülasyon, temiz aralıklı  sonda yardımı ile mesanedeki idrarın boşaltılması), botox uygulamaları ve cerrahi tedaviler uygulanabilir.

Tek bulgusu gece idrar kaçırma olan bazı çocuklarda üroterapi yeterli olabilmektedir. Bu terapi; aile eğitimini, gündüz belirgin bir düzende işemenin teşviki, gece yatmadan önce kesinlikle tuvalete gidilmesinin sağlanmasını, günlük dışkı yapma alışkanlığının kazandırılmasını, kabızlık var ise tedavi edilmesini, gündüz yeterli sıvı alımına dikkat edilip gece kısıtlama olacak şekilde özellikle uykudan 1-2 saat önce sıvı alımının kısıtlanmasını, çocuğun ıslak ve kuru kalktığı günlerin bir takvime işlenmesini ve çocuğun da tedaviye dahil edilip motive edilmesini ve cezalandırılıp suçlanmamasını içerir.

Alarm tedavisi bir diğer tedavi seçeneğidir. Alarm tedavisinde çocuğun iç çamaşırına yerleştirilen bir alıcı, çocuk işemeye başladığında ses ve titreşim ile çocuğun uyanmasını sağlar ve işeme tuvalette tamamlanır. Bu tedavide ailenin ve çocuğun uyumu çok önemlidir. İlk günlerde çocuğun ses ve titreşimi hissetmeme olasılığı nedeni ile çocuğun bulunduğu odada ebeveynlerinden birinin bulunması gerekebilir.

Bunlarla kontrol altına alınamayan kaçırmalarda ise ilaç tedavileri kullanılabilmektedir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner23

banner24